2010–2019
Evet, Kazanabiliriz ve Kazanacağız!
Nisan 2015


Evet, Kazanabiliriz ve Kazanacağız!

İsa Mesih’in sevindirici haberine olan tanıklığımıza her zamankinden daha sıkı bir şekilde tutunmalıyız. O zaman, kötülüğe karşı olan günlük savaşlarımızı kazanacağız.

Sevgili kardeşlerim, Kilise genelinde bugün sizlerle, Tanrı’nın rahiplik yetkisine sahip olan kişilerle konuşabilme ayrıcalığımdan dolayı kendimi mütevazı hissediyorum.

Thomas S. Monson bir keresinde şöyle demişti:

“Dünya zaman zaman yaşamak için korkutucu bir yer olabilir. Toplumun ahlaki değerlerinin korkunç bir hızla yok olduğu görülüyor. İster genç olsun ister yaşlı, isterse de ikisinin ortasında, hiç kimse bizi yıldırma veya yok etme potansiyeline sahip olan bu şeylerin etkisinden muaf değildir. …

“… Fakat umutsuzluğa kapılmamıza gerek yok. ... Günaha karşı bir savaş sürdürüyoruz. ... Bu, kazanabileceğimiz ve kazanacağımız bir savaştır. Cennetteki Babamız bize kazanmamız için gereken araç gereçleri verdi.” 1

Hepimiz, genç ve yaşlı, Başkan Monson’ın belirttiği savaş ile her gün karşı karşıyayız. Düşman ve onun melekleri bizim dikkatimizi dağıtmaya çalışıyorlar. Onların amacı bizi Rab ile yapmış olduğumuz antlaşmalardan sapmaya teşvik etmek ki ebedi mirasımızdan gözlerimizi kaçırmamıza sebep olmaktır. Onlar Cennetteki Babamız’ın çocukları için olan planını iyi biliyorlar, çünkü Cennetteki o büyük Meclis’te bu plan bütünüyle sunulduğu zaman bizimle birlikte hazır bulunmuşlardı. Onlar, “… insançocuklarının gözlerini kör edip yüreklerini katılaştıran ve mahvolup kaybolmaları için onları geniş yollara sürükleyen … bu koyu karanlık …” ile bizi aldatarak bizim zayıflıklarımızdan ve zaaflarımızdan yararlanmaya çalışırlar.2

Başkan Monson’ın öğrettiği gibi yaşadığımız bu zıtlığa rağmen, bu bizim kazanabileceğimiz ve kazanacağımız bir savaştır. Rab, bunu yapmamız için bizim kapasitemize ve kararlılığımıza güvenmektedir.

Kutsal yazılar, çok düşmanca durumların tam ortasında oldukları halde kendi savaşlarını kazanmış kişilerin sayısız örneklerini içerir. Bu örneklerden birisi de Mormon Kitabı’ndaki Başkomutan Moroni’dir. Bütün Nefi halkının yaşamını riske atan birçok karışıklıklar ve savaşların olduğu bir dönemde, bu olağanüstü genç adamın hakikati savunmak için cesareti vardı. Sorumluluklarını yerine getirirken keskin zekalı olmasına rağmen, Moroni alçakgönüllü kalmıştır. Bu ve diğer özellikleri, onu o dönemde Tanrı’nın elinde sıradışı bir araç yapmıştır. Alma kitabı şöyle açıklamaktadır: Eğer bütün insanlar Moroni gibi olsalardı, “cehennemin gücünün ta kendisi sonsuza dek sarsılmış olurdu [ve] şeytanın insançocuklarının yüreği üzerinde hiçbir zaman gücü olmazdı.”3 Moroni’nin sahip olduğu bu niteliklerin hepsi onun Tanrı’ya ve Rab İsa Mesih’e olan büyük inancından4 ve Tanrı’nın ve peygamberlerinin sesini sarsılmaz bir kararlılıkla takip etmesinden kaynaklanıyordu.5

Mecazi olarak, hepimiz hayatımızdaki kötülüklere karşı savaşları kazanmak için kendimizi modern Başkomutan Moroni’lere dönüştürmemiz gerekir. Ben, kendini bugünkü Başkomutan Moroni’ye dönüştüren çok inançlı genç bir hizmetli biliyorum. Bu genç bey yapabildiği kadar anne-babasının ve Kilise liderlerinin nasihatlerine uymaya çalışmıştı, genç yaşında bile, onun inanç ve kararlılığı her gün test edilmişti. Bana, bir gün çok zor ve rahatsız edici bir durum karşısında şaşırdığını anlattı; arkadaşları cep telefonlarında pornografik resimlere bakıyorlardı. Tam o esnada, bu genç bey neyin en önemli olduğuna karar vermesi gerekiyordu: Popüler olmaya ya da doğru olmaya. Birkaç saniye sonra, içi cesaretle doldu ve arkadaşlarına yaptıkları şeyin doğru olmadığını söyledi. Dahası, onlara yaptıkları şeyi bırakmaları gerektiğini yoksa bunun kölesi haline geleceklerini söyledi. Sınıf arkadaşlarının çoğu, bunun hayatın bir parçası olduğunu ve bunda yanlış bir şey olmadığını söyleyerek onun nasihatiyle alay etti. Ancak, aralarında bu genç beyin nasihatini dinleyen biri vardı ve yaptığı şeyi bırakmaya karar verdi.

Bu hizmetlinin sergilediği örneğin, sınıf arkadaşlarından en az birinin üzerinde olumlu bir etkisi oldu. Şüphesiz, o ve onun arkadaşı bu karardan dolayı alay ve zulüm ile karşı karşıya kaldı. Öte yandan, onlar Alma’nın halkına söylediği şu öğüdü dinlemişti: “Kötülerin arasından çıkıp ayrılın ve onların pisliklerine dokunmayın.”6

Gençlerin Güçlenmesi İçin broşüründe Birinci Başkanlık tarafından onaylanmış, Kilise’nin gençleri için olan şu öğüt yer alır: “Sizler, yaptığınız seçimlerden sorumlusunuz. Aileniz ve arkadaşlarınız doğru olmayan yollarda hür iradelerini kullansa da Tanrı sizin kim olduğunuzu biliyor ve iyi seçimler yapmanız için size yardımcı olacaktır. Yalnız durmak zorunda kalsanız bile, Tanrı’nın isteğine kararlılıkla itaat etmek için ahlaki cesarete sahip olun. Siz bunu yaptığınızda, başkalarının takip etmesi için örnek olursunuz.”7

İyiliğin kötülüğe karşı olan savaşı hayatımız boyunca devam edecektir çünkü düşmanın amacı herkesi kendisi gibi perişan etmektir. Şeytan ve onun melekleri bizim düşüncelerimizi karıştırmaya ve günah işlememiz için bizi kışkırtarak kontrol etmeye çalışacaktır. Eğer başarabilirlerse, iyi olan her şeyi bozacaklardır. Yine de, şunu anlamak çok önemlidir ki onlar sadece biz izin verirsek bizim üzerimizde bir güce sahip olacaklardır.

Kutsal yazılar ayrıca düşmana böyle izin veren ve sonunda kafası karışıp hatta yıkıma uğrayan Nehor, Korihor ve Şerem gibi olanların birkaç örneğini içerir. Bizim, bu tehlikeye karşı dikkatli olmamız gerekiyor. Biz, dünya tarafından kolayca kabul edilen ve İsa Mesih’in öğretisi ve sevindirici haberinin gerçek ilkeleri ile çelişen popüler mesajlarla zihnimizin bulanmasına izin veremeyiz. Bu dünyevi mesajların çoğu, toplumumuzun günahı haklı çıkarma girişiminden başka bir şeyi temsil etmez. Şunu hatırlamaya ihtiyacımız olacak ki, en sonunda herkes iyi veya kötü, yaptığımız işlerden yargılanmak üzere Mesih’in önünde duracak.8 Bu dünyevi mesajlar ile karşı karşıya kaldığımızda, doğruyu seçmek için büyük bir cesaretimizin olması ve Cennetteki Babamız’ın planını sağlam bir şekilde bilmemiz gerekli olacaktır.

Eğer Rab’bi arayıp bulursak ve O’na tüm güvenimizi ve inancımızı verirsek hepimiz doğruyu seçmek için güç kazanabiliriz. Fakat, kutsal yazıların öğrettiği gibi “samimi bir yürek” ve “doğru bir amacımızın” olması gerekmektedir. Sonra Rab, sonsuz merhametiyle, “Kutsal Ruh’un gücüyle [bize] gerçeği gösterecektir. Ve Kutsal Ruh’un gücüyle her şeyin doğrusunu bilebiliriz.”9

Kutsal Ruh’un aracılığıyla edinilen bu bilgi, dünyadan duyduğumuz popüler mesajlara bakılmaksızın, bu son zamanlarda iade edilmiş sevindirici haberin öğretilerini takip etme inancımızı ve kararlılığımızı güçlendiren tanıklığımızdan başka birşey değildir. Tanıklığımız, düşmanın bize saldırmak amacıyla yaptığı ateşli okların girişimlerine karşı bizi korumak için kalkanımız olmalıdır.10 Tanıklığımız, bugün dünyada var olan karanlık ve şaşkınlıktan sağ salim çıkmamız için bize rehberlik edecektir.11

Ben, genç bir görevli olarak görev yaparken şu ilkeyi öğrendim. Yoldaşım ve ben, Kilise’nin çok küçük ve uzaklardaki bir dalında hizmet ettik. Şehirdeki her insanla konuşmaya çalışırdık. Onlar bizi çok iyi karşıladı ama kutsal yazılar hakkında tartışmayı sevdiler ve bizden, öğrettiklerimizin gerçekliği ile ilgili somut kanıtlar istediler.

Şunu hatırlıyorum ki yoldaşım ve ben her seferinde insanlara bir şey kanıtlamaya çalışmak için konuşmaya başladığımızda Tanrı’nın Ruhu bizi terk ederdi ve kendimizi tamamen kaybolmuş ve kafamızı karışmış hissederdik. Tanıklıklarımızı, öğrettiğimiz sevindirici haberin gerçekleri ile daha güçlü bir şekilde uyumlu hale getirmemiz gerektiğini hissettik. O andan itibaren, bütün kalbimizle tanıklık ettiğimiz zaman Kutsal Ruh’tan tüm odayı kaplayan sessiz onaylayıcı bir gücün geldiğini ve karışıklık ya da tartışma için yer olmadığını hatırlıyorum. İsa Mesih’in gerçek bir öğrencisinin samimi tanıklığının gücünü şaşırtacak, aldatacak ya da çökertecek yeteneğe sahip hiçbir kötü gücün var olmadığını öğrendim.

Kurtarıcı’nın Kendisinin öğrettiği gibi, düşman dünyayı iyi yönde etkileyen kabiliyetimizi kaybetmemiz için bizi buğday gibi kalburdan geçirmeyi arzu etmektedir.12

Sevgili kardeşlerim, bugün dünyada dalga dalga yayılan şüpheler ve karışıklıklardan dolayı İsa Mesih’in sevindirici haberine olan tanıklığımıza her zamankinden daha sıkı bir şekilde tutunmalıyız. O zaman, gerçeği ve adaleti savunma yeteneğimiz son derece artacaktır. Kötülüğe karşı günlük savaşları kazanacağız ve hayatın zorluklarına yenilmek yerine, başkalarını Öğretmen’in standartlarına uygun yaşamak üzere cesaretlendireceğiz.

Ben herkesi kutsal yazılarda bahsedilen güvenliği bulmaya davet ediyorum. Başkomutan Moroni, imanını Tanrı’yla ve hakikate olan tanıklığını kutsal yazılarda bulunan bilgi ve bilgelikle uyumlu hale getirmişti. Bu sayede, Rab’bin nimetlerini alacağına ve birçok zafer kazanacağına güvenmişti ki bunlar gerçekten oldu.

Ben, herkesi şu anki peygamberlerimizin bilge sözlerinde olan güvenliği bulmaya davet ediyorum. Başkan Thomas S. Monson şöyle dedi: “Tanrı’nın rahipliğine atanmış olan bizler bir fark yaratabiliriz. Kişisel saflığımızı koruduğumuzda ve rahipliğimize saygı gösterdikçe, başkalarının takip edeceği doğru örnek insanlar oluruz … [ve biz] gittikçe karanlıklaşan bir dünyayı aydınlatmaya yardımcı oluruz.”13

Ben herkesi İsa Mesih’in Kefaretinin erdemlerine ve gücüne güvenmeye davet ediyorum. O’nun kefaret amacıyla kurban oluşu sayesinde, içinde bulunduğumuz tüm zorluklara, sorunlara ve ayartmalara rağmen günümüzdeki tüm savaşları kazanmak için cesaret bulabiliriz. O’nun sevgisine ve bizi kurtarma gücüne güvenelim. Mesih’in Kendisi şunu dedi:

“Yol, gerçek ve yaşam Ben’im. Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.” 14

“Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”15

“Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!”16

Bu gerçeklere ilişkin tanıklığımı İsa Mesih’in kutsal adıyla paylaşıyorum, amin.