2018
Kilise’nin Doğru İsmi
Kasım 2018


Kilise’nin Doğru İsmi

İsa Mesih, Kilise’yi O’nun adıyla çağırmamızı istemiştir çünkü bu O’nun Kilisesi’dir ve O’nun gücüyle doludur.

Sevgili kardeşlerim, bu güzel Şabat gününde Rab’den bize gelen birçok nimet için beraber sevinç duyuyoruz. İsa Mesih’in iade edilmiş sevindirici haberine olan tanıklıklarınız için, O’nun antlaşma yolunda kalmak ya da bu yola dönmek üzere yaptığınız fedakarlıklar için ve O’nun Kilisesi’ne adadığınız hizmet için minnettarız.

Bugün sizinle çok önemli bir meseleyi konuşmaya kendimi mecbur hissediyorum. Birkaç hafta önce, Kilise’nin isminin doğru söylenmesi ile ilgili bir beyan yayımladım.1 Bunu yaptım çünkü Rab O’nun Kilisesi için buyurduğu ismin önemini aklıma soktu ki bu İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’dir.2

Beklediğiniz gibi bu beyana ve düzenlenmiş yazım kılavuzuna3 olan tepkiler karışık olmuştur. Birçok üye Kilise’nin ismini kendi bloglarında ve sosyal medya sayfalarında hemen düzelttiler. Diğerleri dünyadaki tüm olup bitenlere rağmen, çok “önemsiz” bir şeyi vurgulamanın neden gerektiğini merak ettiler. Ve bazıları bunun yapılamayacağını ve o zaman neden boşuna uğraşılacağını söylediler. Bu konu hakkında neden böyle derinlemesine ilgilendiğimizi açıklamak istiyorum. Fakat ilk önce bu çabanın ne olmadığını belirteyim:

  • Bir isim değişikliği değildir.

  • Marka değişikliği değildir.

  • Yüzeysel değildir.

  • Geçici bir heves değildir.

  • Ve önemsiz değildir.

Aksine, bu bir düzeltmedir. Bu Rab’bin emridir. Ne Joseph Smith ne Mormon, iade edilmiş Kilise’ye kendilerine göre isim vermişlerdir. Kurtarıcı’nın Kendisi şunu dedi: “Çünkü benim kiliseme bu son günlerde böyle, hatta İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi denilecektir.”4

Daha önceden, MS 34’de, dirilmiş Rab, Amerika kıtasını ziyaret ettiği zaman Kilisesi’nin üyelerine aynı talimatları verdi. O zamanda O şunu dedi:

“Kilise’ye benim adımı vereceksiniz …

Ve nasıl olur da benim adımı taşımayan, benim Kilisem olur? Çünkü eğer bir kilise Musa’nın adıyla anılırsa, o zaman Musa’nın kilisesi olur; ya da eğer bir adamın adıyla anılırsa, o zaman bir adamın kilisesi olur; ama benim adımla anılırsa, o zaman benim Kilisem’dir.”5

Bu yüzden, Kilise’nin ismi tartışılamaz. Kurtarıcı, O’nun Kilisesi’nin isminin ne olması gerektiğini açıkça bildirdiğinde ve hatta “benim kiliseme … böyle denilecek” beyanından önce bile, O ciddidir. Ve eğer takma isimlerin kullanılmasına izin verirsek ve kendimiz bu takma isimleri benimsersek veya hatta desteklersek, O rencide olur.

Bir isim veya bu durumda bir takma isim dediğiniz nedir? “LDS (SZA) Kilisesi”, “Mormon Kilisesi” veya “Son Zaman Azizler Kilisesi” gibi Kilise’nin takma isimlerine gelindiğinde, en önemli şeyin bu isimlerin içinde Kurtarıcı’nın adının bulunmayışıdır. Rab’bin ismini Rab’bin Kilisesi’nden ayırmak şeytan için büyük bir zaferdir. Kurtarıcı’nın ismini ayırdığımızda, İsa Mesih’in bizim için yaptığı tüm şeyleri, hatta O’nun Kefaretini bile gizlice göz ardı ederiz.

Bunu O’nun bakış açısından bir düşünün: Ölümlülükten önce O Yehova’ydı, Eski Antlaşma’nın Tanrısı’ydı. Babası’nın yönetimi altında, bu ve diğer dünyaların Yaratıcı’sıydı.6 Babası’nın isteğine uymayı ve Tanrı’nın tüm çocukları için başka hiç kimsenin yapamayacağı şeyleri yapmayı seçti! Dünyaya etten ve kemikten, Baba’nın Biricik Doğmuş Oğlu olarak gelmeye lütfettiğinde, O’na vahşice hakaret edildi, alay edildi, tükürüldü ve kırbaçlandı. Getsemani Bahçesi’nde, Kurtarıcımız her acıyı, her günahı ve herhangi bir zamanda senin ya da benim ve yaşamış ya da yaşayacak olan herkesin çektiği tüm sıkıntıları ve ıstırapları Kendi üzerine aldı. Bu işkence edici yükün ağırlığı altında, O’nun bütün gözeneklerinden kan geldi.7 Bu acıların hepsi Kafatası’ndaki çarmıhta gaddarca çarmıha gerildiğinde daha da arttı.

Bu işkence edici deneyimler ve O’nun daha sonraki Dirilişi -O’nun sonsuz Kefareti- aracılığıyla O herkese ölümsüzlüğü bağışladı ve tövbe etmemize bağlı olarak her birimizi günahın etkilerinden fidye ile kurtardı.

Kurtarıcı’nın Dirilişi ve O’nun Havarilerinin ölümünün sonrasında, dünya yıllarca karanlığa gömüldü. Ondan sonra 1820 yılında, Tanrı Baba ve O’nun Oğlu İsa Mesih, Rab’bin Kilisesi’nin İade Edilişini başlatmak için Peygamber Joseph Smith’e göründü.

Katlandığı tüm şeylerden sonra, insanlık için yaptığı her şeyden sonra, Rab’bin iade edilmiş Kilisesi’nin İsa Mesih’in kutsal adını yok eden her bir isimle çağrılmasına farkında olmadan ses çıkarmadığımızın derin bir pişmanlıkla farkındayım!

Her Pazar layık bir şekilde Rab’bin sofrasından yeyip içerken, O’nun Oğlu İsa Mesih’in adını üzerimize alacağımıza dair Cennetteki Babamız’la yeniden kutsal bir antlaşmaya gireriz.8 O’nu takip edeceğimize, tövbe edeceğimize, O’nun emirlerini tutacağımıza ve her zaman O’nu hatırlayacağımıza söz veririz.

O’nun ismini O’nun Kilisesi’nden çıkardığımızda, farkında olmadan O’nu hayatımızın merkezi odağı olmaktan çıkarıyoruz.

Kurtarıcı’nın ismini üzerimize almak, başkalarına İsa’nın Mesih olduğunu -davranışlarımız ve sözlerimizle- bildirmeyi ve tanıklık etmeyi içerir. Kurtarıcı’nın Kendisini savunmakta, O’nu hatta O’nun Kilisesi’nin çağrıldığı ismi desteklemekte başarısız olduğumuzda bizi “Mormonlar” diye çağıran birini rencide edeceğimiz için çok mu korkuyoruz?

Biz insanlar ve bireyler olarak İsa Mesih’in Kefaretinin gücüne erişmeyi -bizi temizleyip iyileştirmesini, bizi güçlendirip büyütmesini ve en sonunda bizi yüceltmesini- istiyorsak, O’nu açıkça bu gücün kaynağı olarak tasdik etmeliyiz. O’nun Kilisesini O’nun beyan ettiği isimle çağırmakla başlayabiliriz.

Dünyanın çoğu yerinde Rab’bin Kilisesi şu anda “Mormon Kilisesi” diye çağrılmaktadır. Ama biz Rab’bin Kilisesi’nin üyeleri olarak Kilise’nin başında duran kişiyi biliriz ki bu İsa Mesih’in Kendisidir. Maalesef Mormon ifadesini işiten pek çok kişi Mormon’a ibadet ettiğimizi düşünebilir. Bu doğru değil! Eski Amerika kıtasındaki bu büyük peygamberi şerefle anıyor ve saygı duyuyoruz.9 Ama biz Mormon’un öğrencileri değiliz. Biz Rab’bin öğrencileriyiz.

İade edilmiş Kilise’nin ilk zamanlarında, Mormon Kilisesi ve Mormonlar10 gibi terimler, Tanrı’nın elinin İsa Mesih’in Kilisesi’ni bu son günlerde iade etmesini bozmak için tasarlanmış -zalim ve kötüleyici sözler- genellikle küçültücü lakaplar olarak kullanılmıştır.11

Kardeşlerim, Kilise’nin doğru isminin iade edilmesine karşıt birçok dünyevi iddialar vardır. Yaşadığımız bu dijital dünyadan dolayı ve -Rab’bin Kilisesi’yle ilgili bilgiler dahil olmak üzere- ihtiyacımız olan bilgileri hemen hemen anında bulmamıza yardım eden arama motoru optimizasyonuyla eleştirmenler bu noktadaki bir düzeltmenin mantıksız olduğunu söylerler. Başkaları genel çapta “Mormonlar” ve “Mormon Kilisesi” olarak bilindiğimizden dolayı bunu kabul edip uğraşılacak bir şey olmadığını hisseder.

Eğer bu bir insanın kurduğu bir organizasyonu markalamakla ilgili bir tartışma olsaydı, bu tartışmalar geçerli olabilirdi. Ama bu önemli meselede, O’na, kimin Kilisesi olduğuna bakarız ve Rab’bin yolunun insanın yolu olmadığını ve asla olmayacağını tasdik ederiz. Eğer sabırlı olup bize düşeni iyi bir şekilde yaparsak, Rab bu önemli görevde bize yol gösterecektir. Neticede Rab’bin O’nun dilediklerini yapmaya çalışanlara yardım ettiğini biliriz, örneğin Nefi’ye, okyanusu geçmek için bir gemi inşa etme görevini başarmasına yardım ettiği gibi.12

Bu hataları düzeltme gayretlerimizde nazik ve sabırlı olmayı isteyeceğiz. Sorumlu medya, talebimize yanıt vermekte anlayışlı olacaktır.

Geçen bir genel konferansta, Yaşlı Benjamin De Hoyos bu konu hakkında konuştu. Şöyle dedi:

“Birkaç yıl önce, Meksika’da Kilise’nin halkla ilişkiler makamında hizmet ederken, [yoldaşım ve ben] bir radyonun söyleşi programına katılmak için davet edildik. … [Programın yöneticilerinden biri bize] sordu, ‘Kilise’nin neden bu kadar çok uzun bir ismi var? …’

“Yoldaşım ve ben böyle şahane bir soruyu duyunca gülümsedik ve sonra Kilise’nin isminin insan tarafından seçilmediğini açıklamaya başladık. Bu isim Kurtarıcı tarafından verildi. … Program yöneticisi hemen ve saygıyla şöyle yanıt verdi, ‘O zaman bu ismi büyük bir memnuniyetle tekrarlayacağız.’”13

Bu açıklama bir örneği teşkil eder. Teker teker, bireyler olarak en iyi gayretlerimiz yıllar boyunca sürmüş olan hataları düzeltmek için gerekmektedir.14 Dünyanın geri kalanı, bizi doğru isimle çağırma konusunda bizim izimizden gidebilir veya gitmeyebilir. Fakat bizim aynı şeyi yapıp, dünyanın çoğu Kilise’yi ve üyelerini yanlış isimlerle çağırdığından dolayı kızgın olmamız iki yüzlülük olur.

Yenilenmiş yazım kılavuzumuz yardımcı olacaktır. Belirtir ki: “İlk referansta Kilise’nin tam adı şu şekilde tercih edilmelidir: ‘İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi.’ Kısaltılmış [ikinci] bir referans gerektiğinde ‘Kilise’ ya da ‘İsa Mesih’in Kilisesi’ ifadeleri teşvik edilir. ‘İsa Mesih’in iade edilmiş Kilisesi’ de doğrudur ve teşvik edilir.”15

Eğer birisi “Sen bir Mormon musun?” diye sorarsa, şu şekilde yanıt verebilirsiniz, “İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’nin bir üyesi olup olmadığımı soruyorsan, evet, öyleyim!”

Eğer birisi “Sen Son Zaman Azizi misin?” diye sorarsa16 “Evet öyleyim” diye yanıt verebilirsiniz. Ben İsa Mesih’e inanıyorum ve O’nun iade edilmiş Kilisesi’nin bir üyesiyim.”

Sevgili kardeşlerim, size söz veririm ki Rab’bin Kilisesi’nin doğru ismini geri getirmek konusunda elimizden gelen her şeyi yaparsak Kilise’nin başında olan Kişi kudretini ve kutsamalarını önceden hiç görmediğimiz şekilde Son Zaman Azizlerinin başına yağdıracaktır17 . İsa Mesih’in iade edilmiş sevindirici haberinin kutsamalarını her ulusa, soya, dile ve halka götürmemize yardım etmek ve dünyayı Rab’bin İkinci Gelişi’ne hazırlamak için Tanrı’nın bilgisine ve gücüne sahip olacağız.

O zaman bir isim dediğiniz nedir? Rab’bin Kilisesi’nin ismine gelince, cevap “Her şeydir!” İsa Mesih Kilise’yi O’nun adıyla çağırmamızı istemiştir çünkü bu O’nun Kilisesi’dir ve O’nun gücüyle doludur.

Tanrı’nın yaşadığını biliyorum. İsa, Mesih’tir! O bugün Kilisesi’ni yönetmektedir. İsa Mesih’in kutsal adıyla böyle tanıklık ederim, amin.

Kaynaklar

  1. “Rab O’nun Kilisesi için vahiy ettiği ismin önemini aklıma soktu ki bu İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’dir. Önümüzde, kendimizi O’nun istekleriyle uyumlu hale getirmek için bir iş var. Son haftalarda, birçok Kilise lideri ve departmanlar bunu yapmak için gerekli adımları başlattılar. Bu önemli mesele hakkındaki ek bilgiler önümüzdeki aylarda sağlanacak” (Russell M. Nelson, “The Name of the Church” [resmi beyan, 16 Ağustos 2018], mormonnewsroom.org).

  2. Kilise’nin önceki Başkanları benzer taleplerde bulunmuşlardır. Örneğin, Başkan George Albert Smith dedi ki: “Bunu Mormon Kilisesi diye çağırıp Rab’bi hayal kırıklığına uğratmayın. O bunu Mormon Kilisesi diye adlandırmadı” (Conference Report, Nisan 1948, 160).

  3. Bkz. “Style Guide—The Name of the Church,” mormonnewsroom.org.

  4. Öğreti ve Antlaşmalar 115:4.

  5. 3. Nefi 27:7-8

  6. Bkz. Musa 1:33.

  7. Bkz. Öğreti ve Antlaşmalar 19:18.

  8. Bkz. Moroni 4:3; Öğreti ve Antlaşmalar 20:37, 77.

  9. Mormon, Mormon Kitabı’nın dört ana yazarlarından birisiydi, diğerleri Nefi, Yakup ve Moroni’dir. Onların hepsi, ilhamlı tercüman Peygamber Joseph Smith’in de olduğu gibi Rab’bin görgü tanığıydılar.

  10. Hatta Mormonlular kelimesi bile kullanılan alaycı kelimeler arasındaydı (bkz. History of the Church, 2:62–63, 126).

  11. Yeni Antlaşma zamanlarında da başka aşağılamalar yapılmış gibi görünüyor. Havari Pavlus’un Feliks önündeki duruşması sırasında, Pavlus’a “Nasrani tarikatının elebaşılarından biridir” denmiştir (Elçilerin İşleri 24:5). “Nasrani” kelimesinin kullanılmasıyla ilgili olarak, bir yorumcu şunu yazdı: “Bu genelde Mesihçiler’e verilen aşağılayıcı bir isimdi. İsa Nasıra’lı olduğundan dolayı böyle çağrılmışlardı” (Albert Barnes, Notes, Explanatory and Practical, on the Acts of the Apostles [1937], 313).

    Aynı şekilde, başka bir yorum şöyle der: “Rabbimiz küçültücü bir biçimde ‘Nasıralı’ diye çağrıldığından dolayı (Matta xxvi. 71), Yahudiler O’nun öğrencilerini ‘Nasralılar’ diye adlandırdılar. Onların Mesihçi olduğunu, başka bir deyişle Mesih’in öğrencileri olduklarını kabul etmediler” (The Pulpit Commentary: The Acts of the Apostles, ed. H. D. M. Spence and Joseph S. Exell [1884], 2:231).

    Bununla bağlantılı bir şekilde, Yaşlı Neal A. Maxwell şunu gözlemledi: “Kutsal yazı tarihi boyunca, peygamberleri ihraç etmek üzere onları alçaltmak amacıyla yinelenen gayretleri -onları küçültmek için etiketlediklerini- görmekteyiz. Ancak çoğunlukla çağdaşları ve laik tarih tarafından basitçe gözardı edilirler. Her şeye rağmen, ilk Mesihçiler sadece ‘Nasıralıların mezhebi olarak adlandırıldılar.’ (Elçilerin İşleri 24:5.)” (“Out of Obscurity,” Ensign, Kasım 1984, 10).

  12. Bkz. 1. Nephi 18:1–2.

  13. Benjamín De Hoyos, “Called to Be Saints,” Liyahona, Mayıs 2011, 106.

  14. Başka kişilerin bizi ne şekilde çağırdıkları üzerine hiçbir kontrolümüz olmasa da, kendimizden nasıl bahsedeceğimiz üzerine tam kontrole sahibiz. Eğer biz Kilise’nin üyeleri olarak Kilise’nin doğru ismine saygı göstermezsek başkalarından saygı göstermelerini nasıl bekleriz?

  15. Style Guide—The Name of the Church,” mormonnewsroom.org.

  16. Aziz kelimesi Kutsal Kitap’ta sıklıkla kullanılmıştır. Örneğin Pavlus’un Efesliler’e olan Mektubunda, aziz kelimesini her bölümde en az bir kere kullanmıştır. Bir aziz, İsa Mesih’e inanan ve O’nu takip etmeye çabalayan kişidir.

  17. Bkz. Öğreti ve Antlaşmalar 121:33.