Çok Büyük ve Değerli Vaatler
Cennetteki Baba’nın yüce mutluluk planı öğretiyi, kutsal törenleri, antlaşmaları ve çok büyük ve değerli vaatleri içerir ki bunlar sayesinde tanrısal özyapıya ortak olabiliriz.
Her birimizin her gün yüzleştiği büyük meselelerden biri bu dünyadaki kaygıların zamanımıza ve gücümüze hakim olmasına izin vermemektir ki bizler en önemli olan ebedi şeyleri ihmal ederiz.1 Birçok sorumluluğumuz ve yoğun programlarımızdan dolayı önemli ruhsal öncelikleri hatırlamaktan ve bunlara odaklanmaktan çok kolay şekilde saptırılabiliriz. Bazen çok hızlı koşmaya çalışırız ki nereye gittiğimizi ve neden koştuğumuzu unutabiliriz.
Havari Petrus, bizlere şunu hatırlatır ki İsa Mesih’in öğrencileri için: “Kendi yüceliği ve erdemiyle bizi çağıranın tanrısal gücü, kendisini tanımamız sonucunda yaşamamız ve Tanrı yolunda yürümemiz için gereken her şeyi bize verdi.
“O’nun yüceliği ve erdemi sayesinde bize çok büyük ve değerli vaatler verildi. Öyle ki, dünyada kötü arzuların yol açtığı yozlaşmadan kurtulmuş olarak, bu vaatler aracılığıyla tanrısal özyapıya ortak olasınız.”2
Benim mesajım, Petrus’un ölümlü yolculuğumuzda nereye ve niçin gittiğimizin doğru hatırlatmaları olarak tanımladığı çok büyük ve değerli vaatlerin önemini vurgulamaktır. Ayrıca bu önemli ruhsal vaatleri hatırlamamıza yardım eden Şabat gününün, kutsal tapınağın ve evlerimizin ayrı ayrı rollerinden bahsedeceğim.
İçtenlikle dua ederim ki Kutsal Ruh, bu önemli gerçekleri beraber düşünürken her birimize öğretecektir.
İlahi Kişiliğimiz
Cennetteki Babamız’ın yüce mutluluk planı; öğretileri, kutsal törenleri, antlaşmaları ve çok büyük ve değerli vaatleri içerir ki bunlar sayesinde tanrısal özyapıya ortak olabiliriz. O’nun planı, ebedi kişiliğimizi ve öğrenmek, değişmek, gelişmek ve en sonunda O’nunla sonsuza dek yaşamak için takip etmemiz gereken yolu tanımlar.
“Aile: Bütün Dünyaya Bir Duyuru”da açıklandığı gibi:
“Bütün insanoğlu---erkek ve kadın---Tanrı’nın suretinde yaratılmıştır. Her biri, cennetteki anne ve babanın sevgili bir ruh oğlu veya kızı olup, bu sebeple her birinin ilahi bir özelliği ve kaderi vardır. …
“Ölümlülük öncesi hayatta, ruh oğullar ve kızlar Tanrı’ya inanıp O’na Ebedi Babaları olarak ibadet etmişler ve O’nun, çocuklarının fiziksel bir vücuda sahibi olabilmelerini, mükemmelliğe doğru ilerlemek üzere dünyevi tecrübeler edinebilmelerini ve en sonunda ebedi hayatın birer mirasçıları olarak ilahi kaderlerini gerçekleştirebilmelerini sağlayan planını kabul etmişlerdir.”3
Tanrı, çocuklarına şunu vaat eder ki eğer onlar O’nun planının ilkelerini ve O’nun Sevgili Oğlu’nun adımlarını takip ederlerse, emirleri tutarlarsa ve imanla sonuna kadar dayanırlarsa, ondan sonra Kurtarıcı’nın Fidye ile Kurtarışından dolayı “Tanrı’nın bütün armağanlarının en büyüğü olan sonsuz hayata [kavuşacaklar].”4 Sonsuz hayat en büyük ve en değerli vaatdir.
Ruhsal Yeniden Doğuş
Çok büyük ve değerli vaatleri, Rab’bin kendi yüceliği ve erdemiyle olan çağrısına olumlu yanıt vererek, daha tamamıyla anlarız ve tanrısal özyapıya ortak olmaya başlarız. Petrus’un açıkladığı gibi, bu çağrı dünyadaki yozlaşmadan kurtulmaya çalışarak yerine getirilebilir.
Kurtarıcı’ya iman ederek alçakgönüllülükle ilerledikçe, o zaman O’nun Kefareti’nden dolayı ve Kutsal Ruh’un gücüyle “bizim içimizde ya da yüreklerimizde öylesine büyük bir değişiklik [olur] ki artık içimizde kötülük yapmak için hiçbir istek [kalmaz], ancak sürekli olarak iyilik yapmak [isteriz].”5 Biz “[yeniden doğarız]; evet Tanrı’dan [doğarız], bedensel ve düşmüş [durumlarımızdan] doğruluk durumuna [geçeriz]; Tanrı tarafından fidye ile kurtarılarak.”6 “Bir kimse Mesih’teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.”7
Doğamızdaki böyle kapsamlı bir değişiklik genellikle çabuk ya da birdenbire olmaz. Kurtarıcı gibi biz de “başlangıçta doluluktan [almayız] ama lütuf üzerine lütuf [alırız]”8 “Çünkü işte, Rab Tanrı şöyle diyor: İnsan çocuklarına satır üzerine satır, emir üzerine emir, biraz buradan biraz oradan vereceğim; ve ne mutlu emirlerime kulak verip öğütlerimi durup da dinleyenlere, çünkü onlar bilgelik nedir öğrenecekler.”9
Rahiplik kutsal törenleri ve kutsal antlaşmalar bu ruhsal yeni doğuşun devam eden sürecinde önemlidir; ayrıca bunlar Tanrı’nın belirlediği araçlardır ki bu sayede O’nun çok büyük ve değerli vaatlerini alırız. Layık bir şekilde alınan ve devamlı hatırlanan kutsal törenler, göksel kanalları açar ve bunlar aracılığıyla Tanrı gibi olmanın gücü hayatlarımıza dolabilir. Azimle değer verilen ve her zaman hatırlanan antlaşmalar gayeyi ve hem ölümlü hayatta hem de sonsuzlukta kutsanacağımızın garantisini verir.
Örneğin, Tanrı bize sadakatimize göre Tanrı Birliği’nin üçüncü üyesini hatta Kutsal Ruh’un devamlı yoldaşlığını vaat eder,10 öyle ki İsa Mesih’in Kefareti sayesinde günahlarımız için bağışlanma alırız ve bunu her zaman sürdürebiliriz,11 bu dünyada huzura kavuşabiliriz12 ve Kurtarıcı ölümün bağlarını koparmıştır ve ölüme karşı zafer kazanmıştır13 ve aileler sonsuza dek beraber olabilirler.
Anlaşılır bir şekilde, Cennetteki Baba’nın çocuklarına sunduğu tüm çok büyük ve değerli vaatler sayılamaz ya da kapsamlı şekilde açıklanamaz. Ancak, şu anda sunduğum vaat edilen nimetlerin kısmi listesi bile her birimizin “hayran kalmamıza”14 ve “yere çöküp Baba’ya [İsa Mesih’in adıyla ibadet etmemize]”15 neden olmalıdır.
Vaatlari Hatırlamak
Başkan Lorenzo Snow şöyle uyardı: “Bizler hayatın büyük amacını, Cennetteki Babamız’ın bizi bu ölümlü hayata göndermesinin sebebini, ayrıca çağrıldığımız kutsal görev çağrısını unutmaya oldukça eğilimliyiz ve bu yüzden küçük geçici şeylerin üstesinden gelmek yerine ... , [bu geçici şeyleri] aşmamıza olanak verecek tek şey olan Tanrı’nın sağladığı ilahi yardımdan faydalanmadan kendimizi çoğu kez dünyanın seviyesine düşürmeye izin veririz.”16
Şabat günü ve kutsal tapınak, dünyanın seviyesinin ve yozlaşmasının üzerine çıkmamıza yardımcı olmak için Tanrı’nın atadığı ilahi yardımın belli iki kaynağıdır. Biz ilk önce Şabat gününü kutsal kılmanın ve tapınağa gitmenin önemli amaçlarının birbirine bağlı ama farklı olduğunu düşünebiliriz. Ama ben şuna inanıyorum ki bu iki amaç açıkça aynıdır ve bizleri şahıslar olarak ve evlerimizde ruhsal yönden güçlendirmek için beraber çalışırlar.
Şabat
Tanrı her şeyi yarattıktan sonra, yedinci günde dinlendi ve her haftanın bir gününde insanların O’nu hatırlamasına yardımcı olması için bir dinlenme zamanı olmasını emretmiştir.17 Şabat, Tanrı’nın zamanıdır, özellikle O’na ibadet etmek için, O’nun büyük ve değerli vaatlerini almak ve hatırlamak için ayrılmış kutsal bir zamandır.
Rab bu dönemde şunu aktardı:
“Kendini dünyanın lekelemesinden daha iyi koruyabilmek için dua evine gidecek ve kutsal günümde ibadet törenlerini yukarıya sunacaksın;
“Çünkü doğrusu, bugün işlerinden dinleneceğin ve En Yüce Olan’a ibadet eylemlerini sunacağın bir gün olarak sana verilmiştir.”18
Böylece Şabat’ta Oğul’un adıyla kutsal törenlere katılarak ve antlaşmaları öğrenerek, alarak, hatırlayarak ve yenileyerek Baba’ya ibadet ederiz. O’nun kutsal gününde, düşüncelerimiz, hareketlerimiz ve davranışlarımız Tanrı’ya verdiğimiz işaretlerdir ve O’na olan sevgimizin göstergesidir.19
Şabatın diğer ek bir amacı, görüşümüzü dünyadaki şeylerden sonsuzluktaki nimetlere odaklamaktır. Bu kutsal zaman sırasında kendimizi, meşgul hayatlarımızın çoğu düzenli rutinlerinden ayırdığımızda, büyük ve değerli vaatleri alarak ve hatırlayarak “Tanrı’ya [bakıp yaşayabiliriz]”20, bu sayede tanrısal özyapıya ortak oluruz.
Kutsal Tapınak
Rab her zaman halkına tapınak inşa etmelerini emretmiştir, bunlar layık olan Azizlerin kutsal sevindirici haber törenlerini ve kutsal törenleri kendileri için ve ölmüş olanlar için gerçekleştirdiği kutsal yerlerdir. Tapınaklar tüm ibadet yerlerinin en kutsalıdır. Tapınak aslında Rab’bin evidir, özellikle Tanrı’ya ibadet etmek ve O’nun büyük ve değerli vaatlerini almak ve hatırlamak için ayrılmış kutsal bir mekandır.
Rab bu dönemde şunu aktardı, “Kendinizi organize edin; gerekli her şeyi hazırlayın ve bir ev, hatta bir dua evi, bir oruç evi, bir iman evi, bir öğrenme evi, bir yücelik evi, bir düzen evi, Tanrı’nın bir evini kurun.”21 Tapınak ibadetinin temel odağı kutsal törenlere katılmak ve antlaşmaları öğrenmek, almak ve hatırlamaktır. Biz tapınakta, sık sık bulunduğumuz diğer mekanlardan farklı düşünür, hareket eder ve giyiniriz.
Tapınağın esas amacı, görüşümüzü dünyadaki şeylerden sonsuzluktaki nimetlere odaklamaktır. Bu kutsal zaman sırasında kendimizi meşgul hayatlarımızın çoğu düzenli rutinlerinden ayırdığımızda, büyük ve değerli vaatleri alarak ve hatırlayarak “Tanrı’ya [bakıp yaşayabiliriz]”22, bu sayede tanrısal özyapıya ortak oluruz.
Lütfen dikkat edin ki Şabat günü ve tapınak sırasıyla kutsal bir zaman ve kutsal bir mekandır ve bunlar özellikle Tanrı’ya ibadet etmek için ve O’nun çocuklarına olan çok büyük ve değerli vaatlerini almak ve hatırlamak için ayrılmıştır. Tanrı tarafından atandığı gibi bu iki ilahi yardım kaynağının amaçları tamamen aynıdır: Cennetteki Babamız’a, O’nun Biricik Doğmuş Oğlu’na, Kutsal Ruh’a ve Kurtarıcı’nın iade edilmiş sevindirici haberinin kutsal törenleri ve antlaşmalarıyla ilgili vaatlere güçlü bir şekilde ve tekrar tekrar dikkatimizi toparlamaktır.
Evlerimiz
Önemli biçimde, bir ev zaman ve mekanın en büyük birleşimi olmalıdır ve bir evin içinde kişiler ve aileler en verimli şekilde Tanrı’nın büyük ve değerli vaatlerini hatırlarlar. Evlerimizden çıkıp pazar toplantıları için zaman harcamak ve tapınağın kutsal mekanına girmek önemlidir ama yeterli değildir. Sadece bu kutsal faaliyetlerden gelen ruh ve gücü beraberimizde evlerimize getirirsek, o zaman ölümlü hayatın büyük amaçlarına odaklanmaya devam edebilir ve dünyadaki yozlaşmaların üstesinden gelebiliriz. Şabat ve tapınak deneyimlerimiz ruhsal vasıtalar olmalıdır ki bunlar kişileri, ailelerimizi ve evlerimizi öğrendiğimiz derslerin devamlı hatırlatmalarıyla, Kutsal Ruh’un varlığı ve gücüyle, Rab İsa Mesih’e devamlı ve derinlemesine dönüşümle ve Tanrı’nın sonsuz vaatlerine olan “parlak kusursuz bir umutla”23 doldurur.
Şabat ve tapınak, biz “yerdeki ve gökteki her şeyi Mesih’te [birleştirdikçe]”25 evlerimizde “daha üstün bir yol”24 kurmak için bize yardım edebilir. Evlerimizde O’nun kutsal zamanıyla ve O’nun kutsal mekanında öğrendiğimiz şeylerle ne yaptığımız, tanrısal özyapıya ortak olmak için önemlidir.
Vaat ve Tanıklık
Bizler kolayca ölümlü hayatın sıradan ve olağan meseleleri tarafından mağlup edilebiliriz. Uyumak, yemek, giyinmek, çalışmak, oynamak, egzersiz yapmak ve diğer birçok alışılmış faaliyetler gerekli ve önemlidir. Ama en sonunda, ne olacağımız Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ile ilgili bilgimizin ve onlardan öğrenme isteğimizin sonucudur; sadece yaşam boyunca olan günlük uğraşlarımızın genel toplamı değildir.
Sevindirici haber, yerine getirilecek farklı görevlerin düzenli bir kontrol listesinden çok daha fazlasıdır; aksine “kenetlenip”26 birbiriyle örülmüş hakikatin muhteşem bir kilimidir, Cennetteki Babamız ve Rab İsa Mesih gibi olmamıza, hatta tanrısal özyapıya ortak olmamıza yardımcı olması için tasarlanmıştır. Hakikaten dünyanın kaygıları, meseleleri ve ilgisizliği bu kapsamlı ruhsal gerçeği gölgede bıraktığı zaman hedefimizin dışına bakarak gözümüz karartılır.27
Akıllı olduğumuzda ve Kutsal Ruh’u rehberimiz olması için davet ettiğimizde28, söz veririm ki O bize doğru olanı öğretecektir. Sonsuz kaderimizi gerçekleştirmeye ve tanrısal özyapıya ortak olmaya gayret ettiğimizde, “O, Mesih’e tanıklık edecek [ve] göksel görüşle akıllarımızı aydınlatacak.”29
Tanıklık ederim ki kutsal törenlerimiz ve antlaşmalarımızla ilgili çok büyük ve değerli vaatler kesindir. Rab şunu bildirdi:
“Size önümde nasıl hareket edebileceğinize dair talimatlar veriyorum ki bu sizin kurtuluşunuzla sonuçlanabilsin.
Ben Rab, dediğimi yaptığınızda sözüme bağlı kalmak zorundayım, ama dediğimi yapmadığınız zaman size verilmiş hiçbir söz yoktur.”30
Tanıklık ederim ki Cennetteki Babamız yaşıyor ve kurtuluş planının yaratıcısıdır. İsa Mesih O’nun Biricik Doğmuş Oğlu, Kurtarıcımız ve Fidye ile Kurtaranımız’dır. O yaşıyor. Ve tanıklık ederim ki Baba’nın planı ve vaatleri, Kurtarıcı’nın Kefareti ve Kutsal Ruh’un yoldaşlığı bu dünyada ve gelecek dünyadaki sonsuz hayatta huzuru sağlar.31 Bunlara Rab İsa Mesih’in kutsal adıyla tanıklık ederim, amin.